90'lı yıllar, 80'li yılların başı gibi hatırlayın; Karakutulu televizyonlar, siyah beyaz ve saat ayarlı, Akşam ve Sabah saatleri belli ve kısıtlı yayın, daha sonra tek tuş telefonlar, sadece mesaj menüsü Var ve konuşmak için. Bu gün mü? Tamamen farklı, değişen ne peki? Değişen teknolojinin sarsılmaz evrimi ve tüketim algısı. Bir birey düşünün Sabah'tan telefonla
uyanıyor, yatarken, en son telefona bir göz atıp, ne var hesabımda en son deyip, öyle uyuyor. Çocuklar mı, aman yarabbi ayrı bir facia, onların ki iki, üç yaşlarından itibaren tablet, olmadı, yaygarayı basarak, efelik taslayarak ebeveynin telefonuyla hemhâl oluyor.
Dokunmak, konuşmak, sosyal iletişim YOK, çocuklar yeter ki, bizden uzak durup yaramazlık yapmasın. Yetişkin ergenler ise, Instagram, Facebook, youtuber olma yolunda ilerleyip, yemek resimleri yolla whatsapp'tan, bugün arkadaşım bana pas vermedi, ispiyonla diğerine, veyahut arkadaşının kötü resimleri VARSA, ifşa edip FENOMEN (ayıp) olmak konusunda
canhıraş bir şekilde aforizmalar, heyhat ne kadar da sıkıcı.
Sanal alem, sosyal medya, bizleri gerçek alemden kopartıp, kendi mecrasına hapsediyor. Acaba akıllı telefonlar gerçekten zararlı mı? Insanoğlunun, ahlakını, benliğini, kültürel kodlarını yok edip, kişiyi acayip bir mahlukata mı çeviriyor, insan ötesi bir yaratık... Sosyal medyada linç kampanyası mı deriz, kalaylama, belden aşağı, belaltı vurma, gırla gidiyor. Nasıl olsa, ekrana bakıp karşımızdakini görmüyoruz, gerçekte öyle mi, insan sanal bir varlık mı? Hayır, hayır, gerçek bu değil, tamamen sanal. İnsan etten, kemikten yaratılmış, duyguları olan şahsiyet timsali bir varlıktır. Ahlâk ve erdem, fazilet anlayışı, erdemli toplumlarda bir iletişim vasıtası iken, akıllı telefonları da kapsaması gerekir. Akıllı telefonları, akıllı yapan, bizim aklımızdır, tıpkı yapay zeka, robotik sistemler gibi.
Bir defa, sosyal ortamlardaki insanlar; yan yana gelince, yüz yüze bakınca, söyleyemeyeceği, âdap ve kural dışı ,küfür, galiz söz dedi-kodu, kardeş gıybeti, iftira, çamur, her türlü pisliği bu alanda rahatça serdedebilmekte. O halde, Ahlâk, vicdan kul hakkını, seviyeyi ve üslup biçimini, edep ve adab-ı ve muaşeret usulünü burada uygulamak gerektir. Yoksa kul hakkına gireriz ve kardeşimiz bize hakkını helâl etmedikçe, kul borcuyla ve günahla, diğer âleme göç ederiz. Hafezanallahu ve iyyakum. Yani, Allah sizleri ve bizleri korusun.
Bir diğer husus da; Akıllı telefonları, akıllı kullanma boyutudur, yâni sabahtan, akşama kadar, telefonla mı yatıp, kalkıyoruz, bize faydalı ve zararlı mı? İlim, irfan, bilim yönünden, sağlık açısından, göz bozulması, kansorejenlik, radyoaktif ışınlar ve zararları v.b. Esas konu; Akıllı telefon, Bilgisayar, Laptop gibi cihazlara kota uygulamamız lâzım geldiğidir. Bir çok arkadaşlık sitelerine üye olanlar, formlar, platformlar var. Whatsapp, Facebook, twitter, instigram v.s.ve daha niceleri. Fazla ve gereksiz hesapları kapatmalı, tüketicisi olmadığımız programları silmeli, telefona angaje olmak istediğimizde, arkadaşımız VARSA onunla sohbet veyahut saygıdeğer eşimiz ve ciğerpare çocuklarımızla ilgilenmek, zaman geçirmek,
iletişim kurmak, bana göre daha sosyaldir. Ayrıca kamu spotunda rastgeldim, insanlar, Altı saatini TV başında, üç buçuk saat internette sörf yaparak geçirirken sadece günde bir dakika kitap okumaya zaman ayırabiliyormuş, yazık, çok yazık. Ömür Sermayesi, Yüce yaratıcımız Allah tarafından ödünç verilmiş, soyut, zaman dilimidir. Yani sayılıdır. Zaman-ı hoyratça lüzumsuz, malâyani, boş beleş şeylerle geçirmek, akıl baliğ, müslüman bireye yakışmaz. Malâyaniyi terketmek kişinin islamının güzelliğindendir, diyor Hz. Resul A.S. Kitabı Zîşan'ın ilk emri Oku'dur. Oku, oku. Alak Suresi (1-3 Ayetler) Bkz. Kuran-ı Kerim Diyanet Meâl veTefsiri, Elmalı Hamdi Yazır, Yüce yaratıcıya giden yolları, azametini, Celâlini ve izzetini, ayrıca nefs-i ve afâki delilleri oku. Oku ve yüksel, derin mânâ, metafizik boyut.
Ayrıca, "Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak nefsin yeter! denilecektir. (İsra Süresi 14). Düşünsel ve eylemsel anlamda okumak, her saâdet-in ilacıdır. Asrımızdaki fitneye, belâlara, ayrılıklara, bağnazlıklara, yalnızlığa, en iyi ilaç merhemdir. İnsanı tedavi eder, kemalâta yükseltir. İnsan-ı eşref-i mahlûkat yapar. Karanlık labirent yollarında, bir deniz feneri gibi önümüzü aydınlatır ve yol gösterir.
Sosyal medya ,Bilgisayar, Akıllı telefonlar, bilişim fenomen mi? Uyuşturucu niteliğinde morfin mi? Artık kararını siz verin!.. Ben onu doktorun elindeki neştere benzetirim, ameliyat için iyidir, ancak bir katilde veyahut gaspçıda olursa öldürücü ve ölümcüldür. Sonuçta bir âlet ve de aygıttır.
Limit aşımı yapmadan, limitli kullanabilirsek, zaman kısıtı koyarak, gerçek hayattan kopmadan, faydalıdır diyorum...Vesselâm....
Hoşça kalınız...
Muvaffakıyetler dilerim.