Askeri darbeyle görevden uzaklaştırıldılar, cuntacıların kurduğu mahkemede yargılanarak idam edildiler. Başbakan Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu katledilmelerinin 58'inci yılında İstanbul'daki anıt mezarlarında anıldı.
Tören Kuranı Kerim tilavetiyle başladı. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, yayımladığı mesaj okundu.
Erdoğan, "Merhum Menderes ve arkadaşlarının halen hayırla ve şükranla yad edilmelerinin sebebi, milletin safında yer almış olmalarıdır" dedi.
Adnan Menderes'in gelini Ümran Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın yakınları, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu törende yer aldı.
Ümran Menderes, "Unutmadık unutturmayacağız. 27 Mayıs 1960 tarihinde Türkiye’nin demokrasisine ağır bir darbe yapılmıştır, demokrasi katledilmiştir. Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı." dedi.
"Menderes ve arkadaşları bir cinayete kurban gitmiştir"
İçişler Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti: "Demokrasiye inanmayanların, 'mış' gibi yapanların darbelere karşı kurduğu 'ama''lı cümleleri bir türlü bitmiyor. 27 Mayıs şöyle dursun, 16-17 Eylül'ü dahi hakkaniyet ile, vicdanla olması gerektiği gibi ifade edemiyorlar. İdam dediler. İdam nedir? İdam bir suç sebebi ile verilen cezadır. Peki bu insanlar ne suç işlemiştir? Başlarına gelen şey yasal mıydı? Meşru muydu? Elbette ki hayır. Bir çete iradesiyle, bir çadır mahkemesinde verilen bir karar. Artık bu dili düzeltmek zorundayız. 17 Eylül 1961'de Adnan Menderes ve arkadaşları, Türk demokrasisi ile beraber bir cinayete kurban gitmiştir. Toplumun istinasız tüm kesimleri, bu meseleyi böyle ifade edecek cesarete sahip olduğu zaman, bilmeliyiz ki hiç kimse milletin iradesine böyle bir taarruza, böyle bir tecavüze bir daha meyil edemeyecektir. Etse bile milletimiz buna izin vermeyecektir. Eğer bu millet 15 Temmuz gecesi darbecilerin tanklarına karşı meydanlara inmiş, şehit olmuş, gazi olmuş, ülkenin demokrasisine sahip çıkmışsa işte bunun sebebi, şurada her yıl yaptığımız buluşmalar, darbecilere okuduğumuz lanetler, darbecilere karşı oluşturduğumuz ortak demokrasi bilinci ve teyakkuzudur. Ve e önemlisi de 1960'da bu darbeyi o gün engelleyemeyen bu milletin ahıdır. 15 Temmuz'un üzerinden 3 yıl geçti, her yıl dönümünde yoğun anma programları yapıyoruz. Sebebi işte bu anlayışın canlı tutulmasıdır. Bir daha böyle şeyler yaşamayalım. Bu milletin her ferdi, bu ülkeyi bölmek isteyenlere karşı millet iradesini savunsun ve ülkenin geri bırakılmasına izin vermesin diye bunu yapıyoruz."
Daha sonra Anma programı dualar ile sona erdi.
Öte yandan, törenin bitmesinin ardından Bakan Soylu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da mezarını ziyaret ederek dua etti.
Tören Kuranı Kerim tilavetiyle başladı. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, yayımladığı mesaj okundu.
Erdoğan, "Merhum Menderes ve arkadaşlarının halen hayırla ve şükranla yad edilmelerinin sebebi, milletin safında yer almış olmalarıdır" dedi.
Adnan Menderes'in gelini Ümran Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın yakınları, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu törende yer aldı.
Ümran Menderes, "Unutmadık unutturmayacağız. 27 Mayıs 1960 tarihinde Türkiye’nin demokrasisine ağır bir darbe yapılmıştır, demokrasi katledilmiştir. Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı." dedi.
"Menderes ve arkadaşları bir cinayete kurban gitmiştir"
İçişler Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti: "Demokrasiye inanmayanların, 'mış' gibi yapanların darbelere karşı kurduğu 'ama''lı cümleleri bir türlü bitmiyor. 27 Mayıs şöyle dursun, 16-17 Eylül'ü dahi hakkaniyet ile, vicdanla olması gerektiği gibi ifade edemiyorlar. İdam dediler. İdam nedir? İdam bir suç sebebi ile verilen cezadır. Peki bu insanlar ne suç işlemiştir? Başlarına gelen şey yasal mıydı? Meşru muydu? Elbette ki hayır. Bir çete iradesiyle, bir çadır mahkemesinde verilen bir karar. Artık bu dili düzeltmek zorundayız. 17 Eylül 1961'de Adnan Menderes ve arkadaşları, Türk demokrasisi ile beraber bir cinayete kurban gitmiştir. Toplumun istinasız tüm kesimleri, bu meseleyi böyle ifade edecek cesarete sahip olduğu zaman, bilmeliyiz ki hiç kimse milletin iradesine böyle bir taarruza, böyle bir tecavüze bir daha meyil edemeyecektir. Etse bile milletimiz buna izin vermeyecektir. Eğer bu millet 15 Temmuz gecesi darbecilerin tanklarına karşı meydanlara inmiş, şehit olmuş, gazi olmuş, ülkenin demokrasisine sahip çıkmışsa işte bunun sebebi, şurada her yıl yaptığımız buluşmalar, darbecilere okuduğumuz lanetler, darbecilere karşı oluşturduğumuz ortak demokrasi bilinci ve teyakkuzudur. Ve e önemlisi de 1960'da bu darbeyi o gün engelleyemeyen bu milletin ahıdır. 15 Temmuz'un üzerinden 3 yıl geçti, her yıl dönümünde yoğun anma programları yapıyoruz. Sebebi işte bu anlayışın canlı tutulmasıdır. Bir daha böyle şeyler yaşamayalım. Bu milletin her ferdi, bu ülkeyi bölmek isteyenlere karşı millet iradesini savunsun ve ülkenin geri bırakılmasına izin vermesin diye bunu yapıyoruz."
Daha sonra Anma programı dualar ile sona erdi.
Öte yandan, törenin bitmesinin ardından Bakan Soylu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da mezarını ziyaret ederek dua etti.