KAAN’ı hükümet yapmamış diyenler oluyor ve çok şaşırıyorum... Atak Helikopteri’ni de. Altay Tankı’nı. Aksungur’u. Cirid’i. Hürkuşu da.
Anka, Baykuş, Martı, Süper Şimşek, Bayraktar TB2, TB3 de.
ASELSAN, HAVELSAN, TUSAŞ (TAİ), Baykar gibi kuruluşlarımızın eseriymiş hepsi.
Doğru..!
***
Ayrıca Yazar Hasan Öztürk’ün de her ortamda vurguladığı gibi, Peki bu kuruluşlarımızın arkasında dağ gibi bir siyasi irade olmasaydı bunlar yapılabilir miydi?
Tabii ki, Ne mümkün..!
***
KAAN, 5’inci nesil ilk muharip savaş uçağımız olarak envantere girmek üzere. Önceki gün, muhteşem bir hava testi için havalandı. Uçtu ve güvenle piste indi. Piste indikten sonra emeği olanlar koşar adım yanına gitti. Göz yaşları ve mutluluk çığlıklarıyla karşılandı.
Hayırlı olsun..!
***
Herkes tebrik mesajları yayınladı. İktidarı, muhalefeti her cepheden. Muhalefet elbette iktidarın başarısını tebrik etmedi. Onlar TUSAŞ’ı tebrik etmekle yetindi. Olsun.
Yine muhalefetin amiral gemisi ve köklü yayın organları birinci sayfalarından bile göremedi KAAN’ın ilk uçuşunu.
Canları sağ olsun..!
***
İlginçtir hazımsızlar yine devreye girdi. Neden şimdi uçurdular bile dendi. Seçim malzemesi olarak kullanıldığını bile söylediler.
E.. doğru.
Böyle bir başarı seçim malzemesi olarak kullanılmayacak da ne kullanılacak.
Oysa, KAAN elbette milli imkanlarla üretilen bir savaş uçağı.
Ama… Elbette siyasi irade arkasında durmasa bugün mümkün değil uçamazdı.
***
Bir çok çalıştaya, toplantıya, oturuma katıldım savunma sanayimiz ile ilgili. O toplantıların en son geldiği nokta hep şu oldu:
- Türkiye’de mühendislik bilgi var.
- Yeterince tecrübe var.
- Alt yapı var.
- Ekonomik imkan var.
Peki bu kapasitesinin “ürün”e dönüşmesi için ne gerekli?
Verilen cevap hep aynı:
Siyasi irade!
Siyasi irade olmazsa, ne alt yapının bir önemi ne mühendislik bilgi ve birikiminin bir anlamı kalır.
İşte o irade Ak Parti iktidara geldiği günden bu yana her geçen gün artarak devam eden bir arbede olarak hep var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip bu siyasi iradenin imamesi!
***
Sadece, savunma sanayii toplantılarından elde ettiğimiz bilgi değil, siyasi iradenin ön şart olduğu gerçeği.
Tarihsel süreçte de hep böyle oldu.
Cumhuriyetin ilk yıllarında uçak fabrikası kuran Türkiye, daha sonra o fabrikada ürettiği uçakları toprağa gömdü. Çünkü siyasi irade yok oldu.
***
Peki KAAN’ın uçmasından, ya da diğer savunma sanayii ürünlerinin yerli milli olarak üretilmesinden neden rahatsız olunur?
Bu sorunun tek bir cevabı var.
Çünkü, dışarının acentalığını yaparsanız, bu ürünlerin Türkiye’de üretilmesi istemezsiniz. Zihin dünyanız sizi öyle bir esir alır ki üretilen nitelikli ürünleri bile kabullenemezsiniz.
Örnek, KAAN. Örnek İHA ve SİHA’larımız.
Tıpkı, milli otomobil TOGG’un yollara çıkmasını kabullenemeyenler gibi.
***
Toparlayalım.
Türkiye savunma sanayiinde çok önemli eşikleri bir bir atlıyor. Devletin desteklediği ve ortaklık yaptığı şirketlerimiz ışık hızında üretimler yapıyor.
Fakat bazıları hala zihin dünyalarındaki müstemlekelikten kurtulamayarak bu olup biteni anlamıyor, hazmedemiyor!
KAAN’ın bahtı açık olsun. Hürkuş’un bahtı açık olsun. Altay’ın, Atak’ın, Cirit’in, Bayraktar İHA, SİHALARIN, Aksungur’un, Anka’nın. Milgem projesinde üretilen gemilerimizin, denizaltılarımızın… Hasılı savunma sanayimizin ürettiği yüz akımız ürünlerin bahtı açık olsun.
Türkiye’nin tam bağımsızlığı için emek verenlerin emekleri zayi olmasın.
KAAN piste teker koyduğunda, bendini aşmış sel gibi ona koşanların, sevinci daim olsun.
Tüm görenlerin, gurur duyanların ve sevinenlerin de…
Hoşça kalın dostça kalın…