Kamuoyuna fazlasıyla malolmuş Diyarbakır'daki mazlum mağdur Narin Güran hadisesi ile alakalı yirmi gündür TV kanalları, basın yayın kuruluşları ve binlerce kişi ve kurum durmadan vahşet "şöyle böyle oldu şu yaptı bu yaptı" şeklinde yayın ve program yaptı...
Siyasetçiler, Profesörler, akademisyenler, akiller, kanaat önderleri, gazeteciler vs. fikir üretip durdular... Bir kişi çıkıp ta bu tür vahşetlerin olmaması için ne yapmalı diye sorup cevabını milletle paylaşmadı...? Ahada avazımın çıktığı kadar haykırıyorum...
Çözüm Allah'ın Emri ve Resulullah'ın uygulamaları. Yani İslâm. Yani hududullah, sünnetullah, sünneti Resulullah. İşte hakimler hakimi Allah'ın emri: "Ey akıl sahipleri! Kısasta ( idam) sizin için hayat vardır. Umulur ki (suç işlemekten) sakınırsınız."! (Bakara, 179) Meali ise şöyle: Ey akıl ve vicdan sahipleri, kısas cezasının uygulanmasının gayesi hepiniz için, toplum için güvenli bir hayat teminidir. Umulur ki Allah'a sığınarak emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursunuz. Üstad Necip Fazıl Kısakürek derki; "Benim inandığım sistemde, sabah bir masumun öldürüldüğünü duyarsanız; akşam darağacında sallanan birini görürsünüz." Siz ne dersiniz ey vicdanı temiz insanlar...? ...
Tam 20 gün Cumhurbaşkanı, bakanlar basın / yayın dahil bütün Türkiye'nin gündeminde olan 8 yaşındaki ey Diyarbakırlı masum Narin Güran..! Mazlumiyeti için sadece ağlayabildiğim... Ey narin. Ey masum. Ey mazlum. Ey günahsız. Sana bin rahmet ve selam katiline/ katillerine bin lanet olsun.
Ey katil / katiller hiç haketmediği halde Diyarbakır'a da halel/zarar getirdiniz. Size veyl olsun. Size yazıklar olsun. ...
Not: Dikkat ettiyseniz bu sürede Gazzede'ki vahşetler bu olayın gölgesinde adeta unutuldu...(!?) Skandal olay çok korkunç çok...
Hoşça kalınız…