Dikkatli okuyucularım bilecektir. Bir önceki yazımda siyaset insanların dünyevi ve uhrevi hayatlarını kolaylaştırma, devredilmez ve vazgeçilmez hakk ve hukuklarını tam itmînân ve bir adalet anlayışı içerisinde kullanmalarını sağlamak ve teb'anın ictimai / sosyal hayatlarını inşa etmeleri ve sûlhu salah / emnû eman içinde yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli hayat düzenlerini teşekkül ettirme şeklinde olmalıdır. Bu bağlamda 10 Cumhurbaşkanı 15 başbakan görmüş bir vatandaş olarak bu zaman dilimi içerisinde hakiki bir düzenin kurulup insanların mutlu ve umutlu yaşadıklarını söyleyemem.
Her gelen kendi nefislerinden uydurdukları yaşam biçimini halka dayatmışlardır. Toplumsal transformasyonun/ inovasyon önüne çeşitli engeller koymak suretiyle halkların inkîşafına mani olmuşlardır. Adeta bize iradenizi teslim edin biz, sizin iradeniziz ve artık biz sizin yerinize düşünce dahil / ölüm hariç (!?) herşeyi yaparız şeklinde bir yaşam biçimini inşa etmeye say-u gayret etmişler. Endokrinasyon yani.? İmdi gelelim günümüze: İyi insanların bir hayli iyi işler yaptığı inkar kabul etmez bir hakikat. Ammavelakin birtakım yanlışlarda yapılmadı/ yapılmıyor değil. * Emanet ehline verilmedi.
Bu konuda bizzat Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip beyle konuştum; örneklerle fikrimi paylaştım. Oda memnuniyetle kabul etti.!? Bihemta birtakım siyasi zevatı elbette tenzih ederiz, ancak ismi bizde mahfuz öyle kalibresiz, Qudumsuz, kifayetsiz ve Fetocu faşist tipler vekil ve belediyelerde çeşitli kademelere getirildi ki; ne siz sorun ne ben söyleyeyim...
Bazı yöneticilerde ekranlarda kendine yer tutabilme adına bırak gazeteci olmayı merkeplikten adamlığa geçiş yapabilmesi için Ağrıdağı kadar arpa saman yemesi gerekenlerle kanka oluyorlar... Şekvacıyım ve üzgünüm. * Bu ülkede kâhir ekseriyeti kürt. Bu insanların asimile olmaksızın kendi kimliklerini tarihin derinliklerine taşıması konusunda yardımcı olunması gerekirken ciddi engeller kondu yollarına. - İyide ne istiyorsun? a)Adalet , b)Meşveret , c)Merhamet , d)Ehliyet ve liyakat e)Maslahat istiyorum. Haksız mıyım? * Ak Partiyle dirsek teması olan MAK danışmanlığının araştırmasına göre Türkiye'de dini /İslami manada durum vahim.
Deizm /ateizm dörtnala ilerliyor. ... Diyanetin imkânları komünistlerin ve L.........t... lerin elinde olsaydı muhteşem başarılar elde ederlerdi. Demem o ki Diyanetin tepesine çoraklanmış bir kısım aciz ve kifayetsiz muhterisler toplumun sırtında kambur olmuş, yük olmuş hareket kabiliyetini namütenahi engelliyorlar. Yani diyanet camiası her alanda felç olmuş. Daha da ileri gidemez. Allah'ın bir hikmeti bir mucizesi saf ve temiz bir anlayış tezahür ederse kırk yıl sonra belki toplum İslâm'a ve müslümanlığa ısınır da kendini İslâm ahlakıyla inşa eder... Ha unutmadan bizim doğulu melâ /melleler yani canımız ciğerimiz seydalar da halkı gerileten unsurlardandır.
"Canımız, ciğerimiz diyelim ellerinden öperim diyelim bize de "kuro munaffıq" demesinler"... Bu ülkede haram yiyici "ettedeyunulul mağşûş" birtakım Kur'an kursu da Ebu Cehille iş tutuyor. Bilesiniz isterim.!? * Medya aleminde ise bir garabet hakim ki sorma gitsin. Her gün ekranlarda üç aşağı beş yukarı içi boş yalaka gazeteci müsveddeleri aynı tipler esip gürlüyorlar. Emin olun artık nefret ediyorum. İşin en kötü yanı da toplum kendini dev aynalarında gösteren bu zevatı bir şey sanıyor.
Oysa yanyana gelin boylarının 160 cm olduğunu göreceksiniz. Hafif sıklet yani. Donanımsız çapsız... Hasılıkelam; maalesef gidişat her gün daha kötüye gidiyor. Keşke herşey yani sosyal/ ictimai hayat fıtri, doğal, otantik ve maslahatın gereği bihakkın âdilane ve bi parçada bereketli ve lezzetli olsaydı...